28 Aralık 2008 Pazar

KAFA SESİ: Hayko çok daha 'hadise' yaratırdı....

Hayko çok daha ‘hadise’ yaratırdıSystem of a Down’ın solisti Serj Tankian, resmi internet sitelerinde bu yıl Eurovision’a katılma ihtimallerinin olduğunu açıklamıştı; duymuşsunuzdur. Bu yıl Moskova’da yapılacak Eurovision’a katılmalarının kesinleşmesi durumunda Ermeni soykırımı iddiasını gündeme getireceklerini belirtiyor Serj Tankian. Türkiye’deyse Eurovison için bir çok isim gündeme gelmişti hatırlarsınız. Bu isimlerin arasında Hayko Cepkin de vardı ama Hadise seçildi. Hayko Cepkin katılsaydı çok daha iyi olmaz mıydı? Türkiye’de yaşayan bir Ermeni olarak System of a Down’la karşı karşıya gelmeleri çok ‘hadise’li olurdu.

KAFA SESİ: 'Issız Adam'ları beklemeye gerek yok!

Türkiye’de ya ağlatmak satar, ya da güldürmek. (Dünya’da da öyle aslında.) İkisi arasında yaptığınız işler ne kadar başarılı, ne kadar sanatsal olursa olsun, diğerleri kadar karşılık bulamayabilir. Yurdum insanı ağlatanın peşinden gider. Müzikte ağır arabesk babalar yaratmıştır, sinemada en çok ağlatan makbüldür. ‘Slow’ kisvesi altında bir ağlak şarkı her şarkıcının albümünde kaçış yoludur. Yaralara ne kadar sert basıyorsanız o kadar başarılısınızdır. Ver acıyı, yansın yurdum insanı, sonra gel keyfim gel... Güldürerek iş yapmak ağlatarak iş yapmak kadar samimiyetsiz gelmiyor bana. Sizi ağlattığı için kariyer yapan şarkıcı, yönetmen ya da her kimse; duygularınız üzerinden kendine en tuzlusundan Boğaz manzarası yaptırır, siz ağladığınızla kalırsınız zemin katta. Ağlattığı ve üzerinde durduğu duygularsa ne çok farklı işlenmiştir, ne de yeni bir şey söylüyordur. Türkiye’de sinemada ve müzikte körüklenen bu acıların çoğunda derinlik yoktur. Yüzeyseldir. Popülisttir. Sanat kavramına yakın olmayan güruhsa bu film ve müziklerde derinlik bulduğunu sanır. Çağan Irmak’ın sinema salonlarını ağlama duvarına çeviren filmi ‘Issız Adam’dan geriye; bahsettiğim derinliksiz ama sattıran duygular ve (neyseki) iki soundtrack kaldı. Nil Burak’ın Yalnızım Ben’ ve Ayla Dikmen’in ‘Anlamazdın’ şarkıları. Ossi Müzik ise ‘Issız Adam’ ile yeşeren eskilere ilgiyi kazanmışken kaybetmemek üzere alalacele bir albüm daha yayınladı bu hafta; ‘Bir Zamanlar Özel, Keşfedilecek Plaklar’. Ossi Müzik bu işi Hakan Eren ile yıllardır çok başarılı bir şekilde sürdürüyor zaten. (Fakat bizim müzikal beğenimiz, görsel zekamızla gelişiyor demek.) Eski plaklarda kalmış bu şarkıların ‘Issız Adam’larla gün yüzüne çıkmasını beklemeden Ossi Müzik’in ‘Bir Zamanlar’ serilerine dalmak gerek. Oralarda keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce güzel şarkı var. ‘Bir Zamanlar Özel, Keşfedilecek Plaklar’da kimler var diyenlere cevap; Işıl Yücesoy, Sibel Egemen, Nil Burak, Sezen Aksu, Funda, Ayla Algan, Serap Aksoy, Turgay Merih, Kartal Kaan, Ömür Göksel, Seyyal Taner.

25 Aralık 2008 Perşembe

FUAT: "Kalbüm"den önce 2 parça!


Fuat, Kalbüm albümü öncesi iki yeni parçayı myspace adresinden yayınladı. Albümle aynı ismi taşıyan Kalbüm şarkısının altyapıları OZBI'ye ait. Myspace'teki ikinci parçaysa albümün introsu. Bu parçadaki scratch'lerse Almanya'dan DJ Boba Fettt'in sihirli ellerinden....
Kalbüm en geç şubat ayında piyasada.

Nobel ödüllü yazar Harold Pinter öldü...


LONDRA - Nobel ödüllü oyun yazarı Harold Pinter (78)
hayatını kaybetti. İngiliz oyun yazarı, senarist, şair, tiyatro yönetmeni ve aktör Pinter’ın öldüğü, eşi tarafından açıklandı.
16:12 25/12/08

22 Aralık 2008 Pazartesi

((KAFA SESİ)) Kızlar vatana millete hayırlı olsun...

Dans edip şarkı söyleyebilen kadın vokallerin çok makbul olduğu şu dönemde Kızlar grubu, ilk parçaları ‘Şeker Kız’la yaralara tuz basıyor
Kız gruplarında üyelerin hepsinin farklı renk giymesi gerekir ya sanki; buna nasıl karar veriyorlar acaba? Birisi pembeyi alınca, eflatun giyen bozuluyor mudur mesela? Büyük grupların üyeleri arasında ciddi kavgalar olur ya, bu tarz gruplardaysa müzikal bir tartışma yaşanmaz herhalde; en fazla pembe, mor, pelüş, topuz, kirpik sorun olur gibi. Birbirinden farklı renkte giyinmiş dört kızdan oluşan bir grup (daha) çıktı. Grubun adına hazır olun; ‘Kızlar’. Kızlar grubu çıkaracakları maxi single’dan önce MTV’nin sitesinde ‘Şeker Kız’ adlı şarkılarına çektikleri video’yu yayımladılar. Pop katagorisinde en fazla tık’lanan videolardan biri olmuş. Hepsi grubunu aratmayacak dans figürleri ve teknik açıdan da çok ‘basit’ bir video. Kızlar dans ediyor, tek tek şarkının sözlerine göre mimik yapıyorlar kameraya. Ciciler!Asıl korkutucu olan gençlerin, bu grupların ‘tavır’larını taklit ediyor olmaları. (Şahsen çocuğum olsa asla dinlet-mem.) Şımarık olmak moda zaten. Şarkının giriş cümlesi “İki gün oldu aramadın hala, çok mu kırıldın sözlerime yoksaa”. Bu giriş çok alaycı. Nakara-taysa “Her gün dır dır/ hır gür vır vır/ Halim berbat sus pus zır zır/ ... yanar döner fır fır fır” gibi sözler sıkıştırmışlar ki “Evladım ağzını topla” diyesi geliyor insanın. ‘Şeker Kız’ şarkısının bir yerinde “Ne yaparsan yap beni bağlamaz bundan sonra” sözleriyle özgüven de aşılıyorlar. Proje komple lise müsameresi kıvamında. Altyapının kulağa vokal ve sözler kadar kötü tonlamamasının sebebiniyse Ozan Çolakoğlu’na bağlıyorum. Hepsi, Dört Yüz, Doa gibi cesur isimlerden sonra şimdi de piyasının tozunu Kızlar atacak. Başlıktaki ‘kızlar’ etkisi, nasıl bu yazıyı bizim gazetenin sitesinde de okutacaksa, grubun ismi de çekiciliği aynı oranda arttıracak ve internette fazlasıyla tık’lanacaklar. İnternette tıklanmak önemli. İşin içinde ‘kız’ varsa, o iş tıklanır zaten. Siz de tıklanınca ‘oldu bu iş’ dersiniz. Bu yazıyı yazdıransa MTV’nin sitesindeki listede gurur kaynağımız Replikas’ın yeni videosu ‘Bugün Varım, Yarın Yokum’un ‘Kızlar’ın ‘Şeker Kız’ videosunun gerisine düşmüş olması. Video art diyebiliceğiniz bir klip ve yeni albümleri ‘Zerre’den usta işi bir şarkı... Replikas’ın internette şahlanmak gibi bir amaçları olduğunu sanmıyorum ama müzik piyasasını anlamak ve dinleyici profillerini çıkarmak için bu listelere bakmak yeterli.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Nijeryalı kız kardeşim Nneka'yı dinlemelisiniz!

Ayrı anne ve babadan olan kız kardeşim Nneka'ya kulak verin derim. Kız kardeşime bir torpil yapıp Radikal'de albüm tanıtımını yapmıştım. Yazı biraz eskidi ama "Sista" Nneka eskimiyor. Dönüp dolaşıp yine kardeşimi dinliyorum.
KAFA SESİ
Lauryn Hill’in kaprissiz hali
1999 yılında Lauryn Hill’in ilk solo albümü ‘The Miseducation of Lauryn Hill’ 11 dalda Grammy’ye aday olmuş, aralarında yılın albümü ödülünün de olduğu beş Grammy kazanmıştı. ‘The Miseducation of Lauryn Hill’ gerçekten bıkmadan dinlenebilecek bir albüm(dü). Grammy ödüllü Lauryn Hill’in ne kadar zor bir kadın olduğunu ise Wyclef Jean’in Rolling Stone’a verdiği röportajdan hatırlıyorum. “Fugees ile yeniden turneye çıkmak 32 dişimi çektirmişim gibi acıttı” demişti Wyclef Jean. Wyclef Jean kafayı Lauryn Hill’in kaprislerine takmış olmalı ki geçen yıl Münih’teki konserinde de cep telefonunuyla Lauryn Hill’i arayıp yatağından kaldırmıştı rahatsız etmek için... Kıs kıs gülmüştü üstüne de. Lauryn Hill’i veya Erykah Badu’yu seviyorsanız ve ‘bunu dinleyen bunu da dinler’ tavsiyelerine kulak kabartırsanız önünüze Nijeryalı bir kadın vokal çıkıyor: Nneka. Nneka, şimdilik Lauryn Hill’in kaprissiz hali gibi duruyor. Röportajlarında müzik piyasasının kendisini bunalttığını, kıyafetlerin, duruşların içinin boş olduğunu söylüyor. Nneka’nın idolleriyse Lauryn Hill (tabii ki), Fela Kuti, Bob Marley ve Mos Def. Nneka ile ilgili detayları da verelim. Kökleri Nijerya’ya dayanan Nneka Almanya’da yaşıyor. 1981 doğumlu. 19 yaşındayken müzikal çalışmalar yapmak ve aslen antropoloji okumak için Hamburg’a gidiyor. Ufak tefek müzikal çalışmalar yapmış, küçük sahnelerde şarkı söylemiş olan Nneka, Hamburg’ta DJ Farhot ile tanışıyor. DJ Farhot ile tanışması bütün kariyerini etkiliyor. DJ Farhot kim diye myspace profiline baktığınızda, DJ Farhot’un da Timbaland, Dr. Dre, Dr. Alban, Hi-Tek, Frank Farian, Stephan Raab, Kraftwerk gibi isimlerden ilham aldığını görüyorsunuz. Nneka ile DJ Farhot 2005 yılında ‘The Uncomfortable Truth’u hazırlıyor. Hemen ertesi sene beş şarkılık EP ‘Victim of Truth’u çıkarıyor Nneka. Bu albüm çok tutulunca Nneka soluğu büyük sahnelerde, büyük festivallerde alıyor. Ve bu yıl çıkardığı ‘No Longer at Ease’deki ‘Heartbeat’ şarkısı ile Almanya müzik listelerine girmeyi başarıyor. Başırısını her yıl çok daha yukarı taşyor. 1997 yılında geleceği en parlak Nijeryalı kadın vokal ünvanına da sahip. Size ısrarla tavsiye ettiğim albümü ise bu yıl çıkardığı ‘No Longer at Ease’. Nneka, Fela Kuti ve Bob Marley’in mirasını taşıyor, Lauryn Hill ve Erykah Badu’nun vokal tekniğini taklit etmeden kendisini ortaya koyuyor bu albümde. Her şarkının altyapısının bambaşka olduğu fakat bütünlükten uzak olmayan bir albüm ‘No Longer at Ease’. Soul, reggae, funk, hip hop, gospel ile yoğurulmuş vokali ile ince olmasına rağmen kulak tırmalamayan bir ses. Şarkı sözlerindeyse hiç ucuzlaşmıyor. Dünya olaylarına kafa yorup temelde Nijerya’dan ilham alıyor. Bir Afrikalının Avrupa esintisiyle yaptığı bir albüm. Albümde kopamayacağınız şarkılarsa şunlar; ‘Gypsy’, ‘Suffri’, ‘Come With Me’, ‘Halfcast’, ‘Focus’ ve ‘Heartbeat’... Son 10 gündür Nneka dinliyorum ama keşke İstanbul’da bir konserde canlı dinleyebilsek... İstanbul’a daha yeni Miss Platnum’u getiren Pozitif’e sevgilerle... www.myspace.com/nnekaworld

16 Aralık 2008 Salı

"Aikido tekniğiyle cevap vermek istemiyorum!"





Cem Yılmaz çok bunalmış. Cem Yılmaz'ın AROG gösterime girmesinden bu yana basında çıkan yok beklentinin altında, yok filme çok para 'gömmüş', yok çalıntıymış haberlerinden sonra verdiği toplu yanıt galiba şu: "Aikido tekniğiyle cevap vermek istemiyorum".
Cem Yılmaz ve Ali Taner Baltacı dün CMYLZ ofiste basın toplantısı düzenledi. AROG'un gişesiyle ve daha çok çalıntı haberleriyle ilgili konuşan Yılmaz, sinema üzerine yapılan eleştirilerden rahatsız olmadığını belirtti. Yılmaz'ı asıl kızdıran 'magazin' eleştiriler. Bu eleştirileri terbiye sınırlarının dışında bulduğunu söylüyor. AROG'ta Fransız filmi 'RRRrrr'dan çalıntı sahnelerin olduğuyla ilgili yapılan yorumlaraysa "'RRRrrr' kötü bir filmdir" şeklinde yanıt veriyor. Klişe sahnelerin denk geldiği yüzlerce filmin olduğunu hatırlatıyor. 'Hokkabaz'da da benzer sıkıntıları yaşadığını söyleyen basın mensuplarına Cem Yılmaz, "İnsan her filminden sonra 'Valla çalmadım abi' pozisyonuna da getirilmez ki", "Sonra da unutuluyor, kimse özür dilemiyor" diyor. Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı ve diğer arkadaşlarıyla toto oynadıklarını söylüyor. Toto AROG'la ilgili basında çıkacak olası haberlerle ilgili. "Yakında hatta çok geçmeden çıkacak haberleri size söylüyorum" diyor: "Cem Yılmaz AROG'un çekimleri sırasında Afyon'da doğaya zarar verdi!"

15 Aralık 2008 Pazartesi

Organize olmuş bir 'Başıbozuk'...

Sanki Eurovision’a hiç katılmamışlar gibi. O kadar kendi çizgilerinde, (Eurovision’ı okşamayan) iyi bir şarkıyla katıldılar ki, kaçıncı olduklarıyla ilgilenmedik bile. Eurovision’a fazlaydı o şarkı zaten. ‘Deli’ iyi bir Mor ve Ötesi şarkısıydı, kimseyi memnun etmeye çalışmıyordu. Şarkıya herkes inanmıştı, ne olduysa oldu, zaten çok da önemli değil. Mor ve Ötesi Eurovision macerası sonrası yeni albümleri ‘Başıbozuk’u çıkardı. Albümün arka kapağındaki 14 şarkılık listeye batığınızda ‘Tembellik mi etmişler acaba’ diyorsunuz. İki yeni parça dışında ‘Büyük Düşler’ albümündeki parçaların remix’leri yer alıyor bu albümde. (‘Deli’ ve yeni parça ‘İddia’nın remixleri de.) Yıllardır piyasada olan bir grubu, ne kadar ürettiğiyle ölçmemek gerek. Yaptıkları yeni işin kalitesine bakmalı. ‘Başıbozuk’tan yeni Mor ve Ötesi şarkısı arayışında olanlara remix’leri tavsiye ediyoruz. Drum & bass sevenleri ihya edecek bir Mor ve Ötesi remix’i var albümde; Flatliners Killa Mix ‘Parti’. ‘Ayıp Olmaz Mı’, ‘Darbe’ ve ‘İddia’nın remix’leri de albümün favorilerinden. Remix’lerin yanı sıra albümde grubun canlı kayıtları da yer alıyor. Mor ve Ötesi’ni canlı kanlı dinleyenler bilir, albüm kaydını aratmazlar. Harun Tekin’in vokali gayet iyidir, Kerem’lerin (Özyeğen, Kabadayı) ve Burak’ın da (Güven) sahne performansı başarılıdır. Canlı kayıtları albüme koymaları bu yüzden iyi fikir olmuş. ‘Deli’nin hiç bir ek kayıt kullanılmadan albüme koyulduğunu da hatırlatalım... Yeni parçalardan ‘Sonbahar’ mı, ‘İddia’ mı deseniz? ‘İddia’ derim; özellikle sözleri çok iyi. ‘Başıbozuk’ albümü; biraz remix, biraz canlı kayıt, iki yeni şarkıyla ismi gibi ‘Başıbozuk’ ama organize olmuş bir başıbozuk. Albüme bu adı taktıkları için zaten söyleyecek söz yok. Albümün kartonetiyse sanat işi olmuş, iyi olmuş.

6 Aralık 2008 Cumartesi

Hindistan'da terör saldırıları ardından moral konseri



İngiliz rock grubu Jethro Tull ve Hintli müzisyen Anuşka Şankar, Hindistan’ın Mumbai kentinde düzenlenen terör saldırılarının ardından bugün moral konseri verecek. Jethro Tull grubunun kurucusu Ian Anderson düzenlendiği basın toplantısında, "Konser vermemiz bazı insanlara saygısızca gelebilir ama umarım çoğunluk, bunun ne için olduğunun, ne söylediğinin farkına varır" dedi. Şankar ise gazetecilere yaptığı açıklamada, konserin bir mesaj taşıdığını belirterek, "Müzisyen olarak bu, içimdeki kızgınlığı söylememin, ifade etmemin bir yolu" dedi. Yeni Delhi, Kalküta and Bangalor turuna çıkan Jethro Tull grubunun geçen hafta Mumbai’de konser vermesi planlanıyordu. 29 Kasım’da yapılacak etkinlik saldırıların ardından ertelenmişti. Konser geliri, saldırı kurbanları için kurulan yardım derneğine gidecek. Uluslararası sanatçıları bir araya getirecek olan ve 7 Aralık’ta yapılması planlanan "Live Earth İndia" konseri ise saldırılar nedeniyle iptal edilmişti.

4 Aralık 2008 Perşembe

Grammy'de Lil Wayne yılı olacak gibi...

Grammy Müzik Ödülleri adayları belli oldu. Grammy'de bu yıl Lil Wayne yılı olacak gibi... Ünlü rapçi Grammy Müzik Ödülleri'ne aralarında en iyi albüm olmak üzere sekiz dalda aday oldu. Lil Wayne'i yedi adaylıkla Coldplay izliyor. Coldplay yeni albümleri 'Viva La Vida' ile en iyi albüm dalında da Grammy adayı. En iyi albüm dalında diğer adaylarsa Radiohead, Ne-Yo ve Robert Plant ile Alison Krauss. Britanyalı şarkıcı Adele 'Chasing Pavement', M.I.A 'Paper Planes', Robert Plant ve Alison Krauss for 'Please Read the Letter' ile yılın kaydı dalında Grammy'ye aday. Diğer katagorlerin adayları arasında Kanye West, Jay-Z ve Ne-Yo gibi isimler yer alıyor.

2 Aralık 2008 Salı

İstanBOL RAP parti (FUAT, A.P.O............... )

Bayramın üçüncü günü (10 Aralık Çarşamba) İstanBOL RAP partisi var. Konserde rapüstad FUAT ERGİN ve underground diye bir şey varsa underground'un en önemli isimlerinden A.P.O. sahneye çıkacak. Ayrıca 9 Canlı, Pit10, Mozole Mirach, Arka Plan gibi isimler de konser de performans gösterecek. Mekanın yeri çok basit. Eski Kemancı'nın üst katı 'Hill Out'ta...........
Biletler 15 YTL......

1 Aralık 2008 Pazartesi

The Prodigy ses verdi


The Prodigy'nin mart ayında çıkacak albümünden önce bir süprizi var. Albümde yer alan 'Invaders Must Die’ adlı yeni single’ı grubun internet sitesinden bir hafta boyunca ücretsiz olarak indirilebiliyor. İngiliz grup müzik kariyerine Liam Howlett’ın ‘What Evil Lurks’ adlı single’ı hazırlamasıyla başladı. Liam Howlett’a Keith Flint ve Leeroy Thornhill de katıldı ve 1996'da ‘Firestarter’ single’ıyla müzik listelerine bir numaradan girdiler. http://www.theprodigy.com/

İngiltere Mamma Mia! çılgını...

Mamma Mia! müzikalinin DVD'si İngiltere'de tüm zamanların en hızlı satılan DVD'si oldu! Mamma Mia! ilk gün 1.6 milyondan fazla kopya sattı. Tüm zamanların en hızlı satılan DVD'si rekoru İngiltere'de Titanic'in elindeydi. Titanic satışa sunulduğu ilk gün 1.1 milyon kopya satmıştı. Amazon.com'a göre de Mamma Mia!, 'Star Wars', 'Karayip Korsanları', 'Harry Potter' gibi filmleri geride bıraktı.

29 Kasım 2008 Cumartesi

The Last Shadow Puppets



The Last Shadow Puppets'ın 'The Age Of The Understatement' albümü İngiltede'de nisan ayında yayımlandığında müzik listelerine bir numaradan girmişti. Albüm Türkiye'de bu hafta EMI etiketiyle çıktı. The Last Shadow Puppets, Arctic Monkeys’den Alex Turner ve The Rascals’dan Miles Kane’den kurulu. Albüm; Alex Turner'ın 60'lara, yer yer 70'lere götüren ses rengi ve Scott Walker, David Bowie, David Axelrod'a yaslanan sound'uyla oldukça başarılı sayılabilir.
Alex Turner ile Miles Kane 2005 yılında turnede tanışmış. Arctic Monkeys ile Miles Kane’in sonraki grubu The Little Flames’in birlikte çıktıkları turnede The Last Shadow Puppets'ın temelleri atılmış. 2007'de ise ekip toplanmış. Sound'a dijital teknoloji numaralarının da eklendiği bir nevi 70'lere, 60'lara saygı duruşu albümü, bütün olarak akıp gidiyor. 'The Age of the Understatement' ve 'My Mistakes Were Made For You' albümün favori şarkıları arasında. Şarkıların melodik yapıları dinleyeni zorlamıyor ama ne var ki ortaya İngiliz mükemmelliyetçiliğinde bir pop rock albümü çıkıyor, grup oluşumunun kendisi dışında (yenilik peşinde olanlar için) herhangibir yenilik vaat etmiyor.

Aşık Kul Nuri: Mizahsa mizah, muhalefetse muhalefet...

EMI, kasetten CD teknolojine geçememiş ya da geçmemiş halk ozanlarının albümlerini çıkarıyor. Kaset devri kimileri için tamamen kapansa da, dolapların üstüne, bazaların altına sıkıştırılsa da bazı bölgeler için hala ufak bir sektörü ifade ediyor. Türkiye'de özellikle Doğu'da kaset satışı CD satışıyla aynı oranda, hatta bazı yerlerde kaset satışı öne geçiyor. EMI sayesinde Gümüşhaneli halk ozanı Aşık Kul Nuri ile tanıştım. Şu ana kadar Türkiye'de yayımlanan çok az sayıdaki 'özgün şarkı sözlerine' denk geldim diyebilirim. Kaset olarak 2001 yılında yayımlanmış 'Eyvah' albümünde Aşık Kul Nuri, milenyum için bir şarkı yazmış örneğin... Sözleri yazıp Aşık Kul Nuri takibini size bırakıyorum. İçinde hem mizah var, hem muhalefet, binlerce dansöz yok!
Milenyum
Yıllardır milenyum dedik tutturduk / Birkaç söz sakladım sana milenyum / Nasıl olsa vatandaşa yutturduk ben ne dersem inan bana milenyum / sürünyum / geberyum / agzını aç gözünü yum / Tam 20 asrı çektik omuzda / Sade bir kılımız kaldı domuzda / 7 banka soyduk 99'da / Hırsızlarla geldik sana milenyum / dilenyum / lop lop yum / yut yut yum / loloyum cocoyum
Kahve kahve gezdim herkes nizada / Uyduruk vergiyle millet cezada/ herkes 12'den vurur fezada / bizimkisiyse karavana / milenyum / dilenyum / gözler yum / hortlak yum / civoyum edoyum beboyum hehoyum / Meyvesiz ağaçlar bilen yok neci / Esmiş yaprakları dökmüş tefeci
Her sokakta üç beş tane dilenci / film olduk ona buna milenyum
loplop yum / gudiğim düdiğim lop lop /
Güya biz müslümanız biz bu sefayla aynı tantanayla aynı cefayla
seni karşıladık sarhoş kafayla gelmeseydin Ramazana'a milenyum
ağzını aç gözünü yum yum yut yut /
Kul Nuri de söylemekten kaçarsa /
eller gelip kapımızı açarsa /
2000 yıl daha hır gürlen geçerse yazık olur bu vatana /
sürünyuuuuuuuuum

24 Kasım 2008 Pazartesi

Çin'de Guns'n Roses'ın son albümü 'Chinese Democracy'ye internet erişimi yasaklandı!


Guns N’Roses’ın 17 yıl aradan sonra çıkardığı 'Chinese Democracy' (Çin Demokrasisi) adlı albümüne Çin makamları internette sansür uyguluyor.
Albümün resmi web sitesi "chinesedemocracy.com"a Çin’in bir numaralı
arama motoru Baidu.com’dan ulaşmak olanaksız hale gelirken, arama motorundan
"Chinese Democracy" için verilen tüm aramalar da engelleniyor.

Guns N’Roses grubunun Çinli hayranları, yeni albümün 14 parçasını, ancak
grubun sosyalleşme sitesi MySpace.com’daki sayfasına girerek dinleyebilme şansına
sahipler. Çin Kültür Bakanlığı yetkilileri ise orijinal üyelerinden sadece 46
yaşındaki Axl Rose’u muhafaza edebilen eski efsane hard rock grubunun uzun
yıllardır beklenen albümüne internet erişiminin yasaklandığı konusunda bilgileri
bulunmadığını belirttiler.
Kültür Bakanlığından bir yetkili, "İlk defa duyuyorum. Yasaklandığını
bilmiyorum. Söylenti olabilir" diye konuştu.

21 Kasım 2008 Cuma

ULU AFRIKA BAAMBAATA ISTANBUL'DA!





Afrika Baambaata 22 Kasım Cumartesi The Hall'da!


İstanbul'a bir şeyler oluyor! Geçen hafta Babylon'da Grandmaster Flash vardı, bu haftasonuysa The Hall'da Afrika Baambaata... Hip hop takipçileri açısından üstüste Yüzüklerin Efendisi serisinin gösterime girmesi gibi... Müzik dünyasınn sayılı fenomenlerinden biri olan Afrika Bambaataa, bir üstad, bir önder ve eşsiz bir müzik adamı. Dünya üzerinden hemen hemen bütün hip hop ve electro müzik prodüktörleri gerçek efsane Afrika Bambaataa'nın varlığına şükreder ve ona her zaman şapka çıkarırlar.
Hip-hop kültürünün yayılmasında Grandmaster Flash ve Jazzy Jeff'le birlikte en büyük rolü oynayan Afrika Bambaataa, 1970'lerden beri hip-hop dünyasının 'Godfather'ı olarak tanımlanıyor. Hip hop'ın yanı sıra break beat ve electro funk tarzlarının günümüzdeki şeklini almasında da çok büyük rolü olan Afrika Bambaataa, hip-hop'ın çete savaşları ve uyuşturucuyla beraber yaptığı yolculuğa karşı durmak için Zulu Nation'ı kurdu. İlk albümünü 1983 yılında 'Death Mix' adıyla çıkartan Afrika Bambaataa'nın dünya çapında isim yapması ise 1986'da çıkardığı 'Planet Rock:The Album' albümü sayesinde oldu. Sonraki senelerde bir çok albüm, remix, single ve mix cd'ye imza atan Afrika Bambaataa'nın James Brown'la söylediği 'Peace, Unity, Love and Having Fun' şarkısı hala bir yerde çaldığında herkesin tek ağızdan söylediği nadir parçalardan biri.

Dünyanın en önde gelen hip hop ve electro funk DJ'lerinden biri olan Afrika Bambaataa Kryshtal Vodka ana sponsorluğunda bu gece The Hall'da.


Tam bilet 40 YTL, öğrenci 30 YTL. Biletler Biletix'te.


Biletix Tel: 0216 556 98 00

20 Kasım 2008 Perşembe

Atilla Dorsay bana neden saldırdı????


Dün yani 19 Kasım Çarşamba günü Gani Müjde'nin 'Osmanlı Cumhuriyeti' filminin basın gösterimine gittim. Gösterim G-Mall'daydı. Benim görevim -Jim- eleştirmenlerin filmi nasıl bulduğunu sorgulamaktı.
Film gösteriminden önce Atilla Dorsay'ın yanına gidip kendisinden de görüş almak istediğimi belirttim ve ne olduğumu şaşırdım.... Atilla Dorsay ile aramızda geçen diyaloglar aynen şöyle:

Müjde: Merhaba Atilla bey, Ben Radikal'den Müjde. Filmden sonra filmle ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
Atilla Dorsay.: Sen benim kitabım hakkında çok kötü bir yazı yazmıştın ama alabilirsin.
M: Ben mi? Yoo ben yazmadım...
A.D.: Bir de hatırlamıyorsun. Yazdığın yazının arkasında dur!
M: Hayır ben yazmadım, ben yazsam zaten söylerim....
A.D.: Sen Müjde Yazıcı değil misin? Üç senedir Radikal'de müzik yazmıyor musun?
M: Tamam benim... Ama...
A.D.: Arşivlerimde var. Bana arşivlerimi çıkarttırma!
M: Bakın arşivlerinize lütfen. Ben de merak ettim...
A.D.: Çıkarırım bakarım.
M: İyi günler...
A.D.: ................


Orhan Gencebay hayranlarından tepki

Orhan Gencebay hayranları Radikal'de yazdığım 'Uyanalım da neye uyanalım?' başlıklı yazıma tepkilerini hemen gösterdi. Kralorhangencebay.com üyeleri yukarıda görmüş olduğunuz resmi hazırlamış. Verdikleri bilgi için teşekkür ederim... Siteye yazdıkları yazıyı aynen yayımlıyorum.

KRALORHANGENCEBAY.COM SİTESİNDE YAYINLANAN YAZI:

Radikal Gazetesinin 26/10/2008 tarihinde " Uyanalım da, neye uyanalım?" çıkan haberinde Müjde Yazıcı Hanfendi köşesinde sitemizdeki Orhan Gencebay ve Tarkan haberlerini okuyarak üyelerimizin yaptığı yorumları dikkate alarak "Kimse çevre kirliliğinden, küresel ısınmadan bahsetmiyor" demiştir. Tarkan ve Orhan Gencebay içinde dinlenme sayısını artıracak dinleyici profilini zenginleştirecek bir proje şeklinde bir yazı yazmıştır. Buradan Gönül Dostları adına Müjde Hanıma sesleniyorum Gönül Dostlarımız ve Orhan abimiz çevremize sahip çıkmasını çok iyi biliyoruz. Orhan Gencebay ve Tarkan bu projede herhangi bir ücret almadan doğa bilincini uyandırmak için yaptığı bir projedir. İkisininde reklama ihtiyacı yokdur.
http://www.kralorhangencebay.com/index.php


Müjde Yazıcı

MADCON RÖPORTAJI


Dinleyip çok güçlü olduğuna inandıkları Frankie Valli'nin 'Beggin' şarkısını cover yapan Norveçli hip hop grubu Madcon, bu şarkıyla sesini tüm dünyaya duyurdu. Balans konseri öncesi telefonla Norveç'e bağlandık

'O şarkı' çok önemli... Dünyanın en kaliteli, en acayip albümlerini dahi yapsanız o tek şarkı her şeyin üzerine çıkar, müzisyeni sollar. İnternetin büyük etkisiyle dünyanın neresinde olursanız olun, insanları içine çeken bir iş yaptığınızda geri dönüşünü hızla alabiliyorsunuz. Myspace rüzgârıyla ünlenen bir sürü isim var (Sandi Thom, Lily Allen, Arctic Monkeys)... Tek şarkıyla liste başlarını zorlayan ama sonra ne yaptığını bilmediğimiz de bir sürü isim var tabii. Liste uzar ama bir kaç örnek vermek gerekirse Afroman (Because I Got High), Baha Men (Who Let The Dogs Out), Babylon Zoo (Spaceman), Snow (Informer), Jovanotti (Lombelico Del Mondo), Lou Bega (Mambo No. 5)...Yüzlerce şarkı yapın binlerce insan sadece 'o şarkı'nızı dinlemek için konserlerinizi doldurabilir. Konumuz Madcon, Norveçli hip hop grubu. 1992'de kurulmuş ve 2000'li yılların başında ismini yavaş yavaş duyurmaya başlamış. Ama Madcon'dan bütün dünyanın ne zaman haberi oldu? Çok yeni. Madcon Frankie Valli'nin 'Beggin' şarkısının cover yaptı ve şu anda tüm dünyada müzik listelerini zorluyor. Norveç'te yaşayan siyahi ikili isimlerini bu cover şarkı sayesinde duyurdular. Albümleri henüz Türkiye'de çıkmadı. Aralık ayı içinde Sony BMG etiketiyle 'Beggin' ismini verdikleri albümleri Türkiye'de de piyasaya çıkacak. İkili albüm öncesi 15 Kasım'da Balans Jolly Joker'de bir konser verecek. Tshawe Baqwa (Kapricon) ve Yosef Wolde-Mariam'dan (Critical) oluşan Madcon, 'Beggin'in başarısını devam ettirebilecek mi? Yoksa tarihe mi gömülecek göreceğiz.İstanbul konseri öncesi telefonla Norveç'e bağlandık ve Critical ile konuştuk.
Norveç'ten daha çok metal veya elektronik müzik grupları çıkıyor. Siz Norveçli bir hip hop grubu olarak bütün dünyaya sesinizi duyurdunuz. Norveç'te hip hop popüler mi?
Norveç'te mi? Hayıııııır. Belki sadece üç dört tane hip hop yapan isim vardır. Hepsi bu. Norveç'te hip hop var tabii ama diğer müzik türleri kadar popüler değil.Bazı Avrupa ülkelerinde hip hop fazla baskın.
Neden Norveç'te hip hop bu kadar gelişmiş değil sence?
Norveç'te hip hop siyahların ilgilendiği bir müzik. Norveç çok küçük, çok beyaz ve çok soğuk bir ülke. Diğer ülkelere pek benzemiyor. Yabancı uyruklu insanların rap yaptığını biliyorum Avrupa'da. Mesela Almanya'da Türkler iyi rap yapıyor diye biliyorum. Hollanda'da durum aynı. Hollanda'da da Araplar var. Bu ülkelerde bu sebeple rekabet var. Norveç bunun içinde olmadı hiçbir zaman. Dediğin gibi metal ve elektronik müzik daha yaygın.
Norveç'teki o az sayıdaki rapçiler Norveççe mi, İngilizce mi rap yapıyorlar?
Bizim dışımızda iki rap sanatçısı daha var bilinen. Ama onlar da çok çok ünlü değiller. Ama belli bir derecede tanınıyorlar ve onlar da İngilizce rap yapıyor. Onlar dışında herkes kendi dilinde rap yapıyor.
Hip hop'ta idolün kim? Seni en çok etkileyen isim hangisi?
Çok fazla isim var ama öncelikle Tha Alkoholiks'i söyleyebilirim. Bir zamanlar ben de alkoliktim o yüzden müziklerini çok seviyorum. Wu Tang Clan'ı söyleyebilirim. Herkes Method Man'i de sayar, ben de unutmayayım. Aslında büyürken çok fazla etkilendiğim rap sanatçısı olmuştur. Roots'u çok severim mesela. İçimde biraz Mos Def biraz Common da var. Hepsi bunlar değil, çok isim var.
Türkçe rap hakkında bir fikrin var mı peki?
Evet biliyorum. Dinliyorum da. Burada Türk arkadaşlarım var bana dinletiyorlar. Sözleri anlamama rağmen gerçekten sevdim Türkçe rap'i.
'Beggin' şarkısını cover yapmaya nasıl karar verdiniz?
İlk kez bir şarkıya cover yaptık. Grup arkadaşım Tshawe ile 'Beggin'i dinledik ve "Vaav bu şarkı çok güçlü" dedik. Bununla bir şeyler yapalım dedik. Grubumuz var. Onlarla bir araya geldik ve bu cover'ı çıkardık ortaya.
Türkiye'ye geldiniz mi hiç daha önce?
Yok Kıbrıs'a gitmiştim bir kere. Kıbrıs'ı biliyor musun? Çok küçük bir yer.
Tabii ki biliyorum.
Partnerim de bir kez Alanya'ya gitmiş. Ama ben hiç Türkiye'yi görmedim.
İstanbul konseri nasıl geçecek sence?
Sahnede mi? Partiii, partiii... Türkiye'de mi? Partiiiii, partiiiii...

Tarkan ve Orhan Gencebay düeti, Uyan üzerine...


RADİKAL GAZETESİ

KAFA SESİ / MÜJDE YAZICI

Uyanalım da, neye uyanalım?

Tarkan'la Orhan Gencebay'ın ortak projesini dinleyip uyanıyor ve ister istemez soruyoruz: Esas mesele çevre mi imaj tazelemek mi?
Orhan Gencebay ile Tarkan çevre sorunlarına işaret etmek için düet yapmış. Parçanın adı 'Uyan'. Şarkının sözlerini ararken internette http://www.msplinks.com/MDFodHRwOi8va3JhbG9yaGFuZ2VuY2ViYXkuY29tLw== diye bir siteye rastladım. 'Orhan Baba'nın kitlesi bu sitede toplanmış. Forumları var, orada konularla ilgili yorumlar yapıyorlar. Orhan Gencebay'ın Tarkan'la olan düetine birisi aynen şunu yazmış: "Orhan abi varsa Tarkan'ı değil Pavorotti'yi bile dinlerim yahu." (Kimse çevre kirliğinden, küresel ısınmadan bahsetmiyor.)Yani nereden baksanız Tarkan için de, Orhan Gencebay için de dinlenme sayısını arttıracak, dinleyici profilini zenginleştirecek bir proje bu. İkisini bir arada görmek herkesin dikkatini çekecektir.Asıl bu parçanın amacı Türkiye'deki çevre bilincini geliştirmek. Doğa Derneği ile ortaklaşa hazırlanan şarkıya video da çekilmiş. Çekimlerin bir kısmı Hasankeyf'te yapılmış. Çevrecilik adına ara ara çok iyi görüntülerin yansıdığı video'da genel olarak akıllara kazınan görüntü; boynuna bağlı puşisi, emektar Anadolu çifçisi hali ve kısık gözleriyle bağlama çalan Orhan Gencebay profili ve yanında ellerini kollarını gökyüzüne açan yeri geldiğinde Anadolu insanı da olurum mesajı veren Tarkan. Bu videoyu görmezseniz, parçayı radyodan dinliyor olsanız, şarkının çevre sorunlarıyla ilgili olduğunu söylemeniz çok zor. (Uyan uyan uyan uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / Bu yolun sonu yokuştur deme / Dağları aşarız eğer inanırsan / Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / Bir olur geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer...) Sözlerin parantezi çok geniş, ne anlamak isterseniz onu anlayabilirsiniz. Tarkan şarkıyı yine güzel söylüyor, videoda çok iyi fotoğraflar veriyor. Orhan Gencebay da bağlamayı ağlatıyor yine. Düet çağındayız zaten ikisini bir arada görmek çok güzel tabii. Fakat bu kadar geniş çerçevesi olan bu sözlerle kim, ne oranda bilinçlenecek? Yıl 2008, Dünyanın her yerinde sirenler, alarmlar çalıyor, biz hala en ünlü müzisyenlerimizi çorak bozkırlara oturtup 'Uyan' mı diyoruz? Sözlerden bir şey çıkmıyor zaten çevre adına. Ayrıca biz hala yeni mi uyanıyoruz? Bu iş kime yarıyor? Bu projenin masraflarını karşılayan sponsor dondurma firmasının katkısız olduğunu öğreniyoruz Doğa Derneği Başkanı'ndan NTV canlı yayında (geçen hafta). Şarkı tanıtımı yapılırken Banu Güven, "Bu bir şarkıyla bitmesin, daha ilerisi için neler yapılabilir Tarkan?" diye soruyor. Tarkan pek de bir şey söyleyemiyor. "Elele vermek gerek" gibi bir şeyler diyor. Yayına telefonla bağlanan Orhan Gencebay biraz daha elle tutulur konuşuyor. Tarkan, Orhan Gencebay hattayken nasıl göründüğünü merak eden gözlerle monitörlere bakıyor. Yüzünde sürekli o tebessüm var. Banu Güven konuyu noktalayınca Tarkan, program bitti diye NTV izleyicisi basıncından kurtulduğunu anlıyor ve öpücük yolluyor, el sallıyor kameralara mutluluktan. 'Uyan' parçasından ortaya ne çıkıyor? Hiç bir kanala çıkmayan Tarkan, "NTV'ye çıkarım sadece" şeklinde imaj cilalıyor; fazla eleştirilen 'Metamorfoz'u unutturuyor. "Çok uzaklaştın halktan" diyenlere karşı Hasankeyf'e gidiyor Orhan Gencebay ve bağlamasıyla. Orhan Gencebay için de yeni nesli yakalamak adına çok iyi bir girişim oluyor. Tamam 'Uyan' güzel bir proje de asıl derdimiz neydi? Uyanalım da ne için uyanalım, neye uyanalım? Uyanınca ortaya bunlar çıkıyor çünkü. Asıl sorunumuz Kuzey Kutbu'nun ada olması mı (mesela), ya da müzisyenlerin imaj tazelemesi mi?